Bundan önceki yazıda az da olsa ılımlı islamdan konu açılmıştı. Vatikan ve Amerika tarafından dikilen , markası da " Ilımlı İslam" olan bir elbise zamanla tüm müslümanlara-uysun ya da uymasın- giydirildi .. Bana göre " Ilımlı" kelimesi anlamca aslında zor ve kötü olan bir şeyi hafifletmek , uyarlamak anlamına geliyor. Yani " İslam bize biraz ağır geliyor,biz bunun şartlarını biraz gevşetelim be kanka" demek gibi . İslam böyle olunca sanıyorsun ki en dürüst , en dindar en ahlaklı ülke biz olacağız. İstatistikler hiç öyle söylemiyor..
Konuya yine din içesinden kısa bir yazıyla devam etmek istedim ; kısa çünkü çok fazla yerde zaten bu konuyla ilgili yazı var.Fazladan bir kişi bu yazıyı da okur ve aklında bir şeyler kalır belki diye yazmak istedim . Anlatmak istediğim , son zamanlarda sık duyduğumuz ama mazisi 1940'lara dayanan bir konu : Dinler Arası Diyalog.
http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/12/20/yazidizi/yazidiziprn1.html
Yine 1964 yılında 2. Vatikan Konsilinde kurulan 'Hıristiyan Olmayanlar Sekreteryası'nın 1973 yılında, sekreterlik görevine getirilen Pietro Rossano, Sekreterya'nın yayın organı Bulletin'deki bir yazısında şunu belirtiyordu: "Diyalogdan söz ettiğimizde, açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilisenin bütün faaliyetleri, üzerinde taşıdığı şeyleri yani Mesih'in sevgisini ve Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, Kilise'nin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır." Pietro Rossano, ayrıca diyaloğun şartlar gereği ortaya çıktığını, İseviliği ilk yayan Havarilerin metodu olduğunu şöyle ifade etmektedir: “ Kilisenin henüz bulunmadığı yerlerde tesis edilmesi için yapılan bir faaliyet olarak anlaşılan misyon, artık diyalog olmadan başarıya ulaşamaz.”
1984 yılından beri "Hıristiyan Olmayanlar Sekreteryası"nın başkanlığını yapan Kardinal Francis Arinze ise,geçmişten bugüne gelinen noktayı anlatırken bunun Kilisenin bir misyonu olduğunu ifade etmektedir: "Papa VI. Paul'ün vizyonu gerçekleşmektedir. Çünkü dinler arası diyalog, Kilise misyonunun normal bir parçası olarak görülmektedir"
Vatikan’ın kendi ifadesiyle “ Dinler arası Diyalog, misyonerliğin çağa uyarlanmış şeklidir ”.
II. Paul'ün 1991 yılında ilan ettiği Redemptoris Missio (Kurtarıcı Misyon) isimli genelgesinde aynen şöyle diyordu: " Dinlerarası diyalog, Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir."
http://www.mehmetoruc.com/pdfs/diyalog.pdf
Yani nihai hedefi Katolik Hristiyanlar'ın lideri Papa II. Jean Paul 1999 yılında yaptığı Noel konuşmasında 'Birinci Binyılda Avrupa' yı Hristiyanlaştırdık. İkinci Binyılda ise Afrika ve Amerika kıtasını. Üçüncü Binyılda ise hedefimiz Asya'dır' diyerek hedefi en açık şekliyle insanlığa duyurmuş.
Diyalogla ilgili bu heriflerin söylediği sözleri ve amaçlarını belirttikten sonra devam edelim Vatikan bunları söylerken bizim ülkede de belli kesim bu diyalog işine sahip çıkıp destek vermişti. Fethullah Gülen papaya " Pek muhterem Papa cenapları,..." ile başlayan bir mektup yazmış ve daha sonra da papa ile " ADL " isimli bir kuruluşun çabalarıyla görüştürülmüştü.. Video her şeyi açıklamaktadır.
Tamam da Fethullah hocam senin diyalog kurmaya çalıştığın hıristiyanlığın en başındaki din adamı olan papa Benedict bir konferansta şunu belirtiyor :
"Muhammed’in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler getirdi. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi. Dinde zorlama yok sözü, Muhammed’in henüz güçten yoksun olduğu ilk dönemlerini yansıtıyor. Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütme gerekir. Hristiyanlıkta Tanrı ve akıl arasında ayrılmaz bir bağ var. İslam’da ise Tanrı kavramı çok soyut ve bu yüzden akıl ile arasında ayrılmaz bir bağ yok. İslamdaki cihad, akla ve Tanrı’ya karşıdır.”
Peki neden diyalog diye bir şey uyduruldu? 200 yıldır özellikle İngilizler İslamın bulunduğu coğrafyaya ajanlar, misyonerler göndererek ve hatta uyduruk tarikatler kurdurarak bölgeye egemenlik sağladı. Bu ajanlara verilen talimatların şunlar olduğu söylenmekte :
1- İslâm alimleri, toplum nezdinde küçük düşürülerek saf dışı edilmelidir.
2- Peygamberin dinden maksadı sadece İslâm dini değildir.Hıristiyanların ve Yahudilerin dinleri de Müslümanlıktır.Çünkü kaynakları birdir. Bu konu ısrarla vurgulanmalıdır.
3- Müslümanlar ibadetlerden alıkonulmalıdır.“Allah’ın ibadete ihtiyacı olmadığı” gibi gerçekler her an onlara telkin edilmelidir. Böylece ibadetten soğumaları sağlanmalıdır.
4-Müslümanların kılık kıyafetiyle, yaşayışıyla, yazı, karikatür ve fıkralarla alay edilmeli.
5- Müslümanların ellerinde gerçek Kur’an’ın olmadığı… Hadislerin uydurma olduğu söylenmeli… Ve onlar Kur’an ve Sünnet hakkında şüpheye düşürülmelidir.
2- Peygamberin dinden maksadı sadece İslâm dini değildir.Hıristiyanların ve Yahudilerin dinleri de Müslümanlıktır.Çünkü kaynakları birdir. Bu konu ısrarla vurgulanmalıdır.
3- Müslümanlar ibadetlerden alıkonulmalıdır.“Allah’ın ibadete ihtiyacı olmadığı” gibi gerçekler her an onlara telkin edilmelidir. Böylece ibadetten soğumaları sağlanmalıdır.
4-Müslümanların kılık kıyafetiyle, yaşayışıyla, yazı, karikatür ve fıkralarla alay edilmeli.
5- Müslümanların ellerinde gerçek Kur’an’ın olmadığı… Hadislerin uydurma olduğu söylenmeli… Ve onlar Kur’an ve Sünnet hakkında şüpheye düşürülmelidir.
Biliyorlarki müslümanlık bitmediği ya da değiştirilmediği müddetçe hiç bir hedeflerine ulaşamayacaklar. " Bu Kur’an Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ne yapıp yapıp, bu Kur’an’ı sükût ettirip ortadan kaldırmalıyız. Yahut da Müslümanları ondan soğutmalıyız." sözü bana değil bir İngiliz bakanına yani William Ewart Gladston'a aittir. Al devamını buradan bir zahmet okuyuver. :)
O zaman ne yapılacak ağalar? İslam ile oynanacak , İslamiyet tahrif edilecek , insanlar peygamberinden ve onun sünnetlerinden kopartılacak , din adamları halk gözünde itibarsızlaştırılacak ve böylece dinler arasında diyalog olmuş olacak.
Bir de şu var ; 3 din mensuplarının da , kendilerinin dini dışındakileri kabul etmediği zaten apaçık ortadadır..Hele de müslüman biri için. Hadi diğer dinler neyse de bir müslüman İslamiyetin hak din olduğunu bile bile nasıl bu tuzağa düşer arkadaş? Kimse şimdi bana demesin ki İslam yanlış tanınıyor, tüm bu diyalog çabalarının hedefi dünyaya müslümanlığı , İslamı anlatabilmek..Hani Münir Özkul , Almanya'daki aslan avını abartılı şekilde anlatan Şener Şen'e Ziyaa diyordu :) .Sözün özü herkes rahat olsun usta , bu diyaloğu uyduran gavurlar bu dini senden , benden, müftüden , imamdan daha iyi biliyor , Kur'anı ve mealini daha iyi biliyor. Aslında Kur'anın İslamın hak olduğunu da biliyorlar ama işlerine gelmiyor..
Yeri gelmişken Fethullah hocamın İslamiyette yeri , dayanağı olmayan , diyaloğun önünü açmak için söylediğini düşündüğüm bir kaç sözünü eklemek istedim
1_ "... Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın rasûlüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır. " Bak sen şu işe. İkinci kısmı söylemeden de olabilir demek!.Ama imanın şartlarında " Peygamberlere inanmak " diyor usta. İman etmiş olmak için imanın şartlarını kabul etmek esastır.Ama merhametle bakılmalıdır derken öyle düşünenler adına doğru yolu bulmaları için Allah'a dua etmeliyiz demek istiyorsa günahını almayalım.
2_ "Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberlerleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır.” (Fethullah Gülen - Küresel Barışa Doğru, s.45) Yani bu amca kitabında ikinci altı çizili cümlede şunu belirtiyor : Ayetler o zamanki yahudi ve hıristiyanları anlatıyor..Geçerliliği ayetin indiği zaman içindi.
“Yahudiler: “Uzeyir ALLAH’ın oğludur.” dediler. Hıristiyanlar da: “Mesih (İsa) ALLAH’ın oğludur.” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek geveledikleri sözlerdir. ALLAH onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar?”(Tevbe: 30)
“Muhakkak o kimseler ki, Allah Teâlâ’yı ve O’nun peygamberlerini inkar ederler ve Allah Teâlâ ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler ve, «Bazısına imân eder ve bazısını inkâr eyleriz,» derler, ve bunun arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar hakiki kafirdirler.”(Nisa 150-151)
“Allah indinde hak din ancak İslâmdır.” (Al-i İmran 19)
Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez. ( Maide/5/51. )
“Ey îmân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olan (Yahûdî ve Hıristiyan)lardan herhangi bir gürûha itâat eder (tâbî olur) iseniz, sizi îmânınızdan sonra çevirip, kâfir yaparlar.” ( Âl-i İmrân Sûresi 100 )
Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnud olmayacaklardır. De ki: "Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur". Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur. ( Bakara 2/120)
O zaman neymiş ? Diyalog diye bir şeye gerek falan yokmuş..İşte dinler arasında diyalog salatasının önündeki en büyük engel Allah' ın (cc) ayetleri. Tüm ayetler sadece indiği dönemdeki durumları değil kıyamete kadarki süreci kapsar.Bazılarının dediği gibi olsa Kuran'ı bırakalım o zaman , okumaya gerek yok ;süresi dolmuş nasılsa.!! Haşa Tövbe tövbeee
Yazıyı noktalamaya geldi. Cat Stewens yani Yusuf İslam'a ait olduğu söylenen bir söz varmış.
" Müslümanları görseydim Müslüman olmazdım, iyi ki İslamı Kurandan öğrenmişim."
Kime ait bilemiyorum ama doğru bir tespit yaptığı açık.Dinden, değerlerimizden,adetlerimizden koptuk, unuttuk, entegre olalım derken asimile olduk, bölündük sağ-sol Türk-kürt - Chp-Akp - sünni-alevi diye, düşeni kaldırmayı bırak , düşene tekme atmadan geçmedik , sorgulamadık , düşünmedik, uyduruk programlara, bilgisayara mahkum bırakıldık ama bunlar zamanla oldu, onu da farkedemedik.
Bize bir nazar oldu.
Cuma'mız Pazar oldu.
Bize ne olduysa,
Hep azar azar oldu.
1_ "... Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın rasûlüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır. " Bak sen şu işe. İkinci kısmı söylemeden de olabilir demek!.Ama imanın şartlarında " Peygamberlere inanmak " diyor usta. İman etmiş olmak için imanın şartlarını kabul etmek esastır.Ama merhametle bakılmalıdır derken öyle düşünenler adına doğru yolu bulmaları için Allah'a dua etmeliyiz demek istiyorsa günahını almayalım.
2_ "Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberlerleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır.” (Fethullah Gülen - Küresel Barışa Doğru, s.45) Yani bu amca kitabında ikinci altı çizili cümlede şunu belirtiyor : Ayetler o zamanki yahudi ve hıristiyanları anlatıyor..Geçerliliği ayetin indiği zaman içindi.
Velhasıl kelam 1500 küsür yıl önce tebliğ edilen Kur'an böyle düşünceleri şu ayetlerle anlatıyor :
“Sizin dostunuz önce Allah, sonra peygamberi, sonra namaza devam eden ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek zekat veren mü’minlerdir.” (Maide:55)“Yahudiler: “Uzeyir ALLAH’ın oğludur.” dediler. Hıristiyanlar da: “Mesih (İsa) ALLAH’ın oğludur.” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek geveledikleri sözlerdir. ALLAH onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar?”(Tevbe: 30)
“Muhakkak o kimseler ki, Allah Teâlâ’yı ve O’nun peygamberlerini inkar ederler ve Allah Teâlâ ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler ve, «Bazısına imân eder ve bazısını inkâr eyleriz,» derler, ve bunun arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar hakiki kafirdirler.”(Nisa 150-151)
“Allah indinde hak din ancak İslâmdır.” (Al-i İmran 19)
Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez. ( Maide/5/51. )
“Ey îmân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olan (Yahûdî ve Hıristiyan)lardan herhangi bir gürûha itâat eder (tâbî olur) iseniz, sizi îmânınızdan sonra çevirip, kâfir yaparlar.” ( Âl-i İmrân Sûresi 100 )
Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnud olmayacaklardır. De ki: "Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur". Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur. ( Bakara 2/120)
O zaman neymiş ? Diyalog diye bir şeye gerek falan yokmuş..İşte dinler arasında diyalog salatasının önündeki en büyük engel Allah' ın (cc) ayetleri. Tüm ayetler sadece indiği dönemdeki durumları değil kıyamete kadarki süreci kapsar.Bazılarının dediği gibi olsa Kuran'ı bırakalım o zaman , okumaya gerek yok ;süresi dolmuş nasılsa.!! Haşa Tövbe tövbeee
Yazıyı noktalamaya geldi. Cat Stewens yani Yusuf İslam'a ait olduğu söylenen bir söz varmış.
" Müslümanları görseydim Müslüman olmazdım, iyi ki İslamı Kurandan öğrenmişim."
Kime ait bilemiyorum ama doğru bir tespit yaptığı açık.Dinden, değerlerimizden,adetlerimizden koptuk, unuttuk, entegre olalım derken asimile olduk, bölündük sağ-sol Türk-kürt - Chp-Akp - sünni-alevi diye, düşeni kaldırmayı bırak , düşene tekme atmadan geçmedik , sorgulamadık , düşünmedik, uyduruk programlara, bilgisayara mahkum bırakıldık ama bunlar zamanla oldu, onu da farkedemedik.
Bize bir nazar oldu.
Cuma'mız Pazar oldu.
Bize ne olduysa,
Hep azar azar oldu.